Böyle bir anket yapılsa, yoğunluk ve de çoğunluk, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk etrafında birleşir. Neredeyse şampiyonlukla kucaklaşacak bir takımın hocası olmasından dolayı, kimse, ne Ziraat Türkiye Kupası’ndan elenmesinden söz eder ne de kaybedilen puanlardan… Bana da sorsalar, fanteziye kaçmazsam eğer, “Okan Buruk” derim.
Ama Galatasaraylılar’ın gönüllerinden hiç kabul etmeyeceği, rahatsızlık verecek bir senaryoya gidelim. 30 Mayıs’ta Ankaragücü, Cim-Bom’u sahadan silecek, Fenerbahçe de 4 Haziran’da Ali Sami Yen’de ezeli rakibini dize getirecek. Üstüne üstlük, Kadıköy ekibi bir de Ziraat Türkiye Kupası’nı da müzesine götürecek.
‘Futbol bu olur mu olur?’
Ya da başka bir senaryoyu uygulamaya koyalım.
Galatasaray, Ankaragücü ile berabere kalırken, Fenerbahçe, Antalyaspor’u 1-0 ile geçer; şampiyonluk, Galatasaray-Fenerbahçe derbisine kalır. Ve öykü bu ya, Fenerbahçe bu karşılaşmadan 3-0 galibiyetle ayrılır. Dolayısıyla Cim-Bom ikili averajın avantajını kaybettiği gibi, genel averajda da geriye düşer.
Bu ne biçim sonuçlar demeyin, futbol bu, olur mu olur…
Sarı-kırmızılıların, “Bırak bu hayalleri” dediğini duyar gibiyim. Baştan da dedim ya, kurgu bu… Ancak Türkiye gerçeği de bu… Her şey skora göre… Gemiyi kim yanaştırırsa, kaptan o!
‘G.Saraylıların hiç istemeyeceği senaryo gerçek olursa…’
Galatasaraylıların hiç istemeyeceği bu senaryo gerçek olursa, kim ne der? Daha doğrusu Okan Buruk için söylenebilecekleri düşünebiliyor musunuz? Ya da Jorge Jesus için denilecekleri…
“Jesus mucizesi”nden tutun, “Ustalık eseri”, “Tarihe geçen adam” teraneleri… Bir yanda iki kupayı kaldıran bir teknik adam, diğer yandan her şeyi elinin tersiyle itmiş bir adam…
Baştaki anket sorusunu, 15-20 gün sonra, sezonun bitmesinin ardından bir kez daha tekrarlayalım:
Süper Lig’de en başarılı teknik direktör kim?
Güneş ve Jesus
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, “Mantık dışı, hukuk dışı bir lig” dedi, cezayı yedi. Sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle 104 bin lira…
Peki ya, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus ne dedi? “Bazı maçlar oynanmadan kazanıldı. Benim için bu durumun sportif gerçekliği yok.”
Söyleyiş şekli farklı olsa da, özünde aynı düşünceleri kapsayan söylemler…
İki futbol adamını dinledikten sonra, insan ister istemez düşünüyor; Adana Demirspor oynadı, Adanaspor çekildi. Hatayspor bıraktı, İskenderunspor sahada kaldı. Gaziantep pes etti, Kadınlar Süper Ligi’ndeki Gaziantep ALG Spor “Devam” dedi.
İşte bunlar akılları karıştırdı.
Ne yaptın sen İspanya?
Valencia ile oynanan maçta, Real Madridli Jr. Vinicius, kendisine yapılan ırkçı saldırılar sonrasında sahayı terk etmek istedi, hakem ve futbolcular, “Dur” dedi, ikna etti.
Maç bu ya, Brezilyalı futbolcu, bitime yakın, uzatma dakikalarında rakibine vurduğu dirsekle kırmızı kart gördü. Ancak “ırkçılık” gibi hassas bir konu ortaya çıkınca, uluslararası bir hal alınca, ülkesinin itibarını korumayı görev edinen İspanya Futbol Federasyonu, kartı iptal ediverdi.
FIFA Başkanı Infantino da, hakemin önce anons yapıp, sonra takımları soyunma odasına göndermemesini eleştirdi, gerekirse bu durumda hükmen mağlup bile olabileceklerini dile getirdi. Futbol Federasyonu yine durumdan vazife çıkardı, hakemlere el çektirdi.
Evet, ırkçılık, global bir suç… Evet, Jr. Vinicius, tribünlerden gelen sese kulak verdiği için yoldan çıktı ve kart gördü. Ama bunların hangisi, normal futbol kuralları çerçevesinde, kırmızı kartın iptali için yeterli?
Maç nasıl ki, Valencia’nın 1-0 üstünlüğüyle tescil edilecekse, karşılaşma boyunca alınan tüm kararlar da legal kabul edilecek. İspanya Futbol Federasyonu’nun mantığına göre, kırmızı kart kaldırılıyorsa, maçın da meşruluğu tartışmalı haldedir veya öyle yorumlanacaktır.
Bizde, “Müsabaka hakeminin yapmış olduğu sarı ve kırmızı kart uygulamalarında, ŞAHISTA HATA OLDUĞU TAKDİRDE, müsabakanın oynandığı tarihten itibaren 5 gün içerisinde Disiplin Kurulları’na başvurulabilir” deniyor.
Yani, aynı durum bizde olsa kırmızı kart kaldırılabilir miydi? Ya da 4 büyükler tabir edilen Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor’dan bir futbolcunun kırmızısı iptal edilse, diğerleri ne derdi?