Teknofest Ankara etkinlik alanında sergilenen projenin ortaklarından Mehmet Arif Şimşek, “Sadece pil ile uçtuğunda 1 saat havada kalabiliyor; ama güneş enerjisi ile uçtuğunda 8,5 saat havada kalabiliyor. İmkanlarımız dahilinde geliştirdiğimiz zaman günlerce havada kalma imkanına sahip olacak” dedi.
Ankara’da devam eden havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’te, İTÜ Makine Mühendisliği bölümü öğrencisi 12 kişinin geliştirdiği, güneş enerjisi ile çalışan İHA sergilenmeye başlandı. Küresel ısınmaya karşı karbon emisyonunu azaltmak ve havada kalma sürelerini artırmak için geliştirilen güneş enerjili İHA, 8 metre kanat açıklığı ile güneşten aldığı enerjiyle 8,5 saat havada kalabiliyor. Amerika’da düzenlenen kargo dronu yarışmasında geçen yıl Türkiye’yi temsil eden proje, 1’incilik ödülü kazandı. Projenin geliştiricileri, sınırlarda keşif uçuşları, orman yangınlarına karşı acil durum gözetimi ve dağlık alanlarda haberleşmeyi sağlamak amacıyla kullanılmasını amaçlıyor.
‘AYNI UÇUŞ SÜRESİNE SAHİP İHA’LARDAN DAHA AZ MALİYETLİ’
İTÜ 3’üncü sınıf öğrencisi Mehmet Arif Şimşek, projenin geliştirilmesinde uçuş süresi ve enerjiyle ilgili sıkıntılarla karşılaştıklarını belirterek, “Uçuş süreleri boyunca pil teknolojileri çok gelişmediği için 2 saat uçabiliyorduk. Uzun uçuşlarımızı arttıracağız; ama karbon emisyonunu da düşük tutmamız gerekiyordu. Çünkü iklim krizi diye bir şey var ortada. Bunun için de en mantıklı, en temiz yöntem güneş enerjisiydi. Biz de bu noktada güneç enerjili uçak üretmeye karar verdik. Türkiye’de şu anda böyle bir proje yok. Portatifimizi de ürettik, 8 metre kanat açılımlı büyük bir uçak. Doğaya zarar vermediği gibi aynı uçuş süresine sahip bir İHA’dan daha az maliyete sahip. Sadece pil ile uçtuğunda 1 saat havada kalabiliyor. Güneş enerjisi ile uçtuğunda ise 8,5 saat havada kalabiliyor. İmkanlarımız dahilinde geliştirdiğimiz zaman günlerce havada kalma imkanına sahip olacak” ifadelerini kullandı.
‘DOĞAYA KESİNLİKLE ZARAR VERİMİYOR’
Şimşek, İHA’nın kullanım alanlarına ilişkin, “Güneş panelleri malum uçağa ağırlık yapıyor, bu yüzden mühimmat taşıma amaçlı kullanılması pek mümkün değil. Bundan dolayı, sivil havacılıkta, sınırları geniş ülkelerde sınır güvenliğini sağlama amaçlı, haberleşme, gözlem amaçlı kullanılabilecek. Askeri alanda haberleşmenin yetmediği dağlık kesimlerde uçağı göndererek haberleşme sağlanarak, görüntü alınmasına imkan sağlayacak aynı zamanda. Tarım ve Orman Bakanlığı ile çalışılıp, ormanlarımız ürerinde devriye de attırılabilir. Doğaya kesinlikle zarar vermiyor. Araç başına en çok karbon emisyonuna sahip taşıt uçaklar. Bu yüzden uçaklarda ne kadar karbon emisyonunu azaltırsak doğa için daha iyi olacaktır. Kasım ayında lansmanını yapacağız. Burada, yatırımcılar tarafından ilgi çok yüksek, umarım daha fazla destek gelir. Tasarımlar, yazılımlar hepsi bize ait” diye konuştu.