TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, şirketin Ankara’daki yerleşkesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kotil, devam eden projeler, şirketin hedefleri ve savunma sanayisindeki gelişmeler hakkında bilgi vererek, amaçlarının dünyanın ilk 10 havacılık şirketleri arasında yer almak olduğunu söyledi.
‘MÜHENDİSLERİMİZ ÖZGÜN PROJELERDE GELİŞTİ’
Kotil, geçmiş dönemde ABD kökenli General Dynamics ile gerçekleştirilen F-16 montajının bugünkü çalışmalara önemli katkısı olduğunu belirterek, “Bu F-16 projesinde tasarım yoktu, bildiğimiz basit montajdı o. Belli parçaların imalatı burada gerçekleştirildi. General Dynamics buraya bir kültür getirdi. Büyük şirketlerin kültürü önemlidir. İster yerli olsun, ister yabancı olsun fark etmez. General Dynamics ile yaptığımız F-16’lar ile teknisyen geliştirdik ama mühendis geliştiremedik. Özgün projeniz yoksa mühendis geliştiremezsiniz. Gökbey, TUSAŞ’ın özgün bir projesi. Devlete, bu projeyi bize verdiği için teşekkür ederiz. Bu proje sıfırdan tasarlandı, uçtan uca özgün bir proje. Yine, Hürkuş ve Anka da Gökbey gibi özgün projeler. Bu özgün projelerde mühendislerimiz gelişti. Büyüklerimiz özgün projeleri başlatınca bu çalışmalar Milli Muharip Uçak’ın da temelini oluşturdu” diye konuştu.
Ayrıca yazılım konusunda şirketlerin artık eskisi kadar ketum olmadıklarını söyleyen Kotil, “Airbus ve Boeing hangi yazılımı kullanıyorsa biz de kullanıyoruz. Bu yüzyıl daha düz, her şeye daha rahat ulaştığınız bir yüzyıl” ifadelerini kullandı.
‘UYDU KONUSUNDA TEPEDEN GİRDİK’
TUSAŞ’ın uydu konusunda da çalışmalar yaptığını hatırlatan Kotil, “Biz sadece İHA, uçak, helikopter yapmıyoruz, aynı zamanda uydu da yapıyoruz. Uydu konusunda şöyle bir yol aldık; normalde klasik haberleşme uyduları 4-5 ton olur. Bunların içinde hidrazin denilen kimyasal var. O da 4 tonluk uyduda 2 tona yakın bir yakıt demek oluyor. Hidrazin yakıtını kullanarak uydu 15 yıllık ömrü boyunca kendini yörüngede tutar. TUSAŞ olarak ‘Biz modern uydu yapmamız gerekiyor’ dedik. Onun için bir Arjantin firmasıyla da anlaştık ve ortaklık kurduk. Bu uydu elektrikli olacak. Bunda hidrazini o kadar koymuyorsunuz. Çünkü roketler daha çok elektrik gücüyle tahrik ediliyor. Böyle olunca da uydu 5 tondan 1 buçuk tona iniyor, bu modern bir yaklaşım. Bu Airbus için de yeni olan bir şey. Şu anda Arjantin ulusal telekomünikasyon şirketi ARSAT için bir ihale aldık ve onlara uydu yapıyoruz. 2 yıl içinde bu modern uydu yörüngede yerini alacak. Bu konuda ürün olarak tepeden girdik” diye konuştu.
Projelerini bir an önce seri imalata geçirmek istediklerini söyleyen Kotil, “İnşallah önümüzdeki 5 yıl sonunda MMU tamamlanmış olur. Diğer projeler de tamamlanmış olur ve seriye dökülür. Bizim iki yüzümüz var, ilki proje yapmak, bir de bunu seriye döküp satmak. Şirket olarak önemli kısmı ikincisi. İlki para yer, ikincisi para getirir. Onun için Gökbey’i acil acil seriye döküyoruz. Hürjet de 2025 yılında seri imalata dökülecek, ilk teslimat da 2025’te olacak. Atak-2, 2025’te teslim edilecek” dedi.
‘MMU’UN BU KADAR HIZLI GİTME SEBEBİ TECRÜBELERİMİZ’
TUSAŞ’ın geliştirmekte olduğu MMU hakkında da konuşan Kotil, “F-16 ile gelişen ‘know how’ (bilgi birikimi) kendini burada gösterdi. Motor takarken buradaydım. Arkadaşlar birkaç saat içinde yeni motoru taktılar. Bunu yapan arkadaşlar belki de 100’üncü motorlarını takıyorlar. Bizim asetimiz bu. Projelerin bu kadar hızlı gitmesinin sebebi arkadaşların tecrübesinden kaynaklı. Bizim sermayemiz tecrübemiz ve insanımız. Uçağımızın şu anda uçuş bilgisayarı olsun, avionik sistemleri olsun bütün sistemleri üzerinde. Önümüzdeki günlerde motor çalıştırıp bunu göstereceğiz. Biz yıl sonuna kadar bunu bir an önce uçurmak modundayız. Amacımız yıl sonunda emniyetli bir uçuş yapmak” ifadelerini kullandı.
‘MMU’NUN İNİŞ TAKIMLARINI TÜRK ŞİRKETİ YAPIYOR’
MMU’nun alt sistemlerinin Türkiye’de yapıldığını söyleyen Kotil, “Hürkuş’un kanopisini (uçak kokpiti üzerindeki şeffaf muhafaza) yurt dışından alıyorduk, contası da İsviçre’den geliyordu. 15 uçak yapıyorduk, 8’inde ambargo koydular bize. MMU’nun kanopisini Volo firması yapıyor. İniş takımı çok önemli, Hürkuş’ta sorun yaşadık. Onu da İtalyan bir firma yapıyordu ama şimdi MMU’nun iniş takımını Türk firması TAAC yapıyor” dedi.
MMU projesinin hızlı gelişmesinde ülke gerçeklerinin de etkili olduğuna dikkat çeken Kotil, “Ülkelerin ihtiyaçları kendilerine göre değişken olabiliyor ama bizim bu uçağı bir an önce 2028 ya da 2029’da teslimata başlamamız gerekiyor. Bizim devletle kontratımız böyle. Bence karşılaştırmayı Almanlar, Fransızlar daha yavaş yapıyor da biz neden daha hızlı yapıyoruz şeklinde yapmamamız gerekiyor. Çünkü ihtiyaçlar çok farklı, onların dinamikleri var. Soğuk Savaş döneminde hem doğu blokundan hem de batı blokundan ülkelerin neler yaptıklarını biliyoruz” diye konuştu.
MMU’nun yeni bir ismi olup olmayacağı konusuna ise Kotil, “İsmi büyüklerimiz verir. Biz önce uçuralım da sonra ismi gelir onun. Gökbey’e Sayın Cumhurbaşkanımız, Aksungur’a da İsmail Demir başkanımız isim verdi. Bunun da bir ismi olacak” dedi.
‘YURT DIŞINDAN TALEP VAR’
Kotil ayrıca, başka ülkelerin MMU projesine dahil olması konusunda da talep olduğunu bildirerek, “Bu konuda yurt dışından talepler var, şu anda bizle beraber çalışan mühendisleri de var. Bunlar devletten devlete yapılması gereken bir anlaşma. Şu anda devlet tarafından açıklanmış bir anlaşma yok” ifadelerini kullandı.
Kotil, şirketin ileriye dönük hedefleri arasında yolcu uçağı yapmak olduğunu da belirterek, “İleriye doğru vizyon konuşmak gerekiyorsa bu şirketin bir yolcu uçağı yapması gerekiyor. Tabii bunu şu anda konuşmak tabu. Bu şirkette yapabilirlik konusunda bir eksik yok” diye konuştu.