Koronavirüs salgını nedeniyle hayata geçen kısıtlamalar, küresel karbon emisyonlarını da düşürdü. Ancak bunun devam edebilmesi için sürdürülebilir iklim politikalarıyla desteklenmesi gerekiyor.
Bu kapsamda, Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5 ila 2 dereceyle sınırlandırma hedefi kapsamında her yıl yaklaşık 2 milyar ton emisyon azaltımına ihtiyaç duyuluyor.
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için 2050’ye kadar ülkelerin ekonomilerini net sıfır emisyon hedeflerine dayalı bir sisteme dönüştürmeleri beklenirken, iklim değişikliğinin en büyük sebeplerinden olan fosil kaynaklı enerji sistemlerinin temiz kaynaklara yönelmesi bu hedefin gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Temiz enerjide yeni teknoloji
Bilim insanları, temiz enerji üretimine katkı sağlamak amacıyla güneş enerjisiyle sudan hidrojen açığa çıkarabilen yeni bir nanomateryal geliştirdiklerini duyurdu.
Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip tarafından yapılan çalışma, geliştirilen nanomateryalin belirli sıcaklıklara veya basınç seviyelerine ihtiyaç duymadan hem tatlı hem de tuzlu suda kullanılabileceğini ortaya koydu.
Hidrojenin hem çevreyi kirletmemesi hem de geleceğin enerji depolama aracı olarak görülmesinden dolayı uzmanlar, güneş ışığını kullanarak suyu hidrojene dönüştürmeye çalıştı.
Çalışmada nanomateryalin geliştirilmesi için güneş ışığından verimli şekilde enerji aktarabilen foto sentetik bakterilerden ilham alan bilim insanları, bu bakterilerin ışık sensörü özelliğini taklit ettiğini kaydetti.
Bu kapsamda, sudan elde edilen hidrojenin, metanol ve aldehit gibi sanayi ürünlerinde ve yakıt alanında kullanılmasının amaçlandığı ifade edildi.