4 günlük duraklama ve sonrası için Hamas’ın ve İsrail’in planları nedir?
Hamas “tek beyin” olarak görülemez.
Siyasi liderler Gazze’de,
Doha’da ve Beyrut’ta…
Liderlik 15 üyeden oluşuyor.
Askeri lider Yahya Sinwar ve onun sağ kolu komutan Muhammed Deif ise Güney Gazze’nin tünellerinde…
Her ne kadar “kararların bu 15 kişinin fikir birliğiyle alındığı” söylense de son söz Yahya Sinwar’ın.
WSJ’ye (Wall Setreet Journal) göre Sinwar, sağ kolu Deif ve tünellerdeki komutanlar için birinci derecede hedef
“hayatta kalmak…”
İkinci hedef ise “ciddi suçlamalarla mahkum olmuş İsrail hapishanelerindeki Hamas’lıların da serbest bırakılması.”
Yoksa…
Gazze’de “neden 7 Ekim saldırısı, neden bunca Filistinlinin kanı” diye sorgulanır Gazze’de.
Netan yahu ise önümüzdeki günlerde “müzakereler yoluyla Hamas, İslami Cihad ve diğer örgütlerin elindeki rehinelerin tümünü serbest bıraktırmak” ya da “saldırılara, Güney Gazze’de de devam etmek” tercihi arasında kalabilir.
Netanyahu’nun isteği “böyle bir tercih kavşağında kalmadan Hamas’ın yeraltındaki -başta Sinwar ve Deif olmak üzere- ilk 5 komutanını yok etmek, örgütün başını koparmak.”
Ancak bunun çok zor zor olduğu bir gerçek.
ATEŞKES 9 GÜN SÜREBİLİR
4 günlük ateşkes duraklaması Hamas’ın serbest bırakacağı her grup rehine için birer gün uzayabilir.
Yani…
“Bir bakıma ateşkesin 9 gün süreceği” söylenebilir.
Gene WSJ’ye göre, Hamas’ın İstanbul merkezli sözcüsü Taher Al-Nono “örgütünün ateşkesin uzatılması konusunda görüşmelere açık olduğunu, kalıcı ateşkes istediğini” açıkladı.
Ayrıca analistler “İsrail hapishanelerinde bulunan Hamas’lıların -kendisi de o hapishanelerde yatmış eski bir mahkum olan- Sinwar için kişisel tutku olduğu” görüşündeler.
Öte yandan “Sinwar ve Deif’in gerektiğinde Mısır’a ya da başka bir ülkeye açılan gizli tünellerden İsrail’i terk edebilecekleri” yolunda sızıntılar var.
SİLAHLI KÖYLÜLER
Çatışmanın başlangıcında İsrail “Hamas’ın 30 bin savaşçıya sahip olduğu” değerlendirmesini yapmıştı.
İsrail bunlardan “3 bin ila 10 binini öldürdüğü” kanısında.
Nereden nereye…
2009 yılında İsrail, Hamas’a karşı “Dökme Kurşun Operasyonu” yapmıştı.
O zaman “Hamas’ı etkisiz hale getirmek çok kolay” görülüyordu.
Savaş performansları hayli zayıftı.
Hatta…
İsrailli bir asker kendisiyle röportaj yapan gazeteciye, Hamas savaşçıları için “onlar silahlı köylüler. Hamas’ın güçlü bir terör örgütü olduğunu söyleyip duruyorduk ama haklarından gelmemiz sandığımızdan daha kolay oldu” demişti.
Ancak…
Şimdi durum hiç de öyle değil.
Hamas’ın kökünün kazınması bizzat Netanyahu’nun ifadesiyle “5 yıl sürebilir…”
Ne İsrail kamuoyu, ne de dünya kamuoyu 5 yıl daha İsrail’in arkasında duramaz.
Daha şimdiden batı kamuoyunda destek profili düşüşe geçmiş bulunmakta.
Önemsediğim bir söylemi buraya yansıtayım:
“İsrail’in askeri saati, İsrail’in ve dünyanın siyaset ve kamuoyu saatinin gerisinde kalıyor.”
Ve Gazze’ye -reaksiyon- saldırılarının arkasındaki “batı desteği” başta ABD’ninki olmak üzere soluğunu yitirmeden, İsrail’in askeri hedeflerine ulaşması gerek.
Ama… Bu hız performansını gösteremiyor.
Çünkü… Askeri hareketin önünde
4 milyonu aşkın sivilin sorumluluğu var.
BÜYÜK BALIK KIZARTMASI
Aslında Netanyahu hiç de “Hamas’ı yok etmek” taraftarı değildi.
Hayatını anlattığı kitapta bakın ne yazmış?
Harekatın başında (2012)
“Hamas’ın üst düzey komutanı Jabri’yi devirmek” ana hedefimizdi. Bunu başardık.
Operasyona devam etmenin bir anlamı yoktu. Ancak bu tür operasyonları bitirmek, başlatmaktan çok daha zordur.
Halk her zaman “hükümetten savaşını sürdürmesini ve Gazze’yi dümdüz etmesini” bekliyor. Böylece “Hamas rejiminin çökeceğine” inanıyor.
Oysa bunu yapsak, İsrail tarafında yüzlerce, Filistin tarafında ise binlerce can kaybı olacak.
Yıllarca İran’la ve olası bir Suriye cephesiyle uğraşmak zorunda kaldığımızda, “İsrail silahlı kuvvetlerini Gazze’ye bağlamak” gerçekten doğru olur muydu?
Cevabım kesin olarak hayırdı.
“Benim kızartacak daha büyük balığım” vardı. (İran)
İNCE AYAR
Sonraki 10 yıl boyunca -1 yıl hariç- Netanyahu Başbakandı.
Aynı politikayı izledi.
Bakanlar kurulu toplantılarında kendisine “Hamas’a kapsamlı bir hava ve kara operasyonu” için sık sık baskılar oldu.
Netanyahu ise Savunma Bakanlığı’na hazırlattığı brifinglerle baskılardan sıyırılıyordu.
Martin Kramer’in satırlarından bir alıntı sunuyorum…
Sızdırılan brifing Hamas’ın devrilmesinin mümkün olan en kötü seçenek olduğunu gösteriyordu.
“Yüzlerce askerin ve binlerce Filistinli sivilin öleceği ve diğer askerlerin kaçırılacağı” öngörülüyordu.
“Mısır ve Ürdün’le yapılan barış anlaşmalarının tehlikeye girebileceği” uyarıları vardı.
“Gazze’nin işgalinin İsrail’e
10 milyarlarca Şekel’e maal olacağı” öngörülüyordu.
5 milyon Gazzelinin ekonomisini yüklenmeye değer miydi?
20 bin Hamas savaşçısını (şimdi 30 bin) ve onların cephaneliğini ortadan kaldırmak 5 yıl sürebilirdi.
Bazı bakanlar brifingi “aşırı kötümser” bulduklarını söylediler.
Ancak Netanyahu kitabında şöyle yazıyor:
“Kan ve hazinenin maaliyetinin buna değmeyeceğine inanıyordum.
Net izlenimim tüm bakanların da benim değerlendirmeme katıldığı
ancak bunu açıkça söylemeye isteksiz oldukları yönündeydi.
Savaşta insanlar liderlerinden doğru kararları vermesini bekler.
Ama bazıları yanlış olduğunu
bildikleri aykırı pozisyonları sorumsuzca destekliyor.
Geniş çaplı bir kara saldırısına
karşı tavır koymaya karar verdim.”
………………
Netanyahu’nun ince ayarlı bir politikasına da işaret edeyim.
“Hamas var oldukça, güçlendikçe Filistin yönetimiyle iki devletli çözüm için görüşmelerden sıyırabiliyordu.”
………………
Sonuç…
Netanyahu Hamas’a karşı -bir olasılıkla ya da büyük olasılıkla- hiç istemediği savaşı sürdürmek durumunda.
………………….
Not: Önceki yazılarımdan birinde sehven Shin Bet’in İsrail Askeri İstihbarat Örgütü olduğunu yazmıştım. İç İstihbarat Örgütü’dür, İsrail Askeri İstihbaratı ise AMAN’dır. Düzeltiyorum. Teşekkürler Yüce Katırcıoğlu.