– Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Yunanistan İşbirliği Konseyi toplantısı için 7 Aralık’ta Atina’da olacak. Toplantı elbette Türk-Yunan sorunlarını çözmeyecek ama iki ülkenin sorun çözme iradesi ve farklılıkların krize dönüşmemesi adına oldukça önemli bir görüşme olacak.
– Cumhurbaşkanı’nın gezisi öncesinde dikkatimi çeken riski yazarak başlayayım: İstanbul’dan geçtiği haberleri zaman zaman eleştirdiğim Yunanlı bir muhabir son 24 saattir yine ilginç işler yapıyor. “Erdoğan, Atina’da kalmayacak” diye yaptığı haberi ele alalım mesela. Erdoğan, Berlin, Riyad, Budapeşte ve daha birçok yere günübirlik gezi yaptı. Erdoğan’ın, Atina’da geçireceği süre değil, o süre zarfında neler söylediğine odaklanmak gerekir ama daha gezi başlamadan ortamı zehirlememek lazım.
– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türk heyetinin Atina programı belli. 7 Aralık sabahı önce Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları buluşacak. Ardından Erdoğan ve Miçotakis görüşmesi olacak. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Çağatay Kılıç ile Yunanlı mevkidaşları katılacak. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Miçotakis ortak basın toplantısı düzenleyecek. Daha sonra heyetler arası çalışma, Erdoğan ve Miçotakis’in katılımıyla Yunanistan Başbakanlık binasında çalışma yemeği formatında devam edecek. Yani liderlerin sorunları ele almaları için yeterli zamanları olacak.
– Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Yunanistan’ın arasındaki ilişkilere başka ülkelerin gölgesini sokmamak gerektiğini ısrarla söylüyor. Tam da gezi öncesinde İskeçe’de ilginç bir tatbikat yapıldı. Dışişleri Bakanlığı dönemi Türk-Yunan ilişkileri açısından felaket olan Yunanistan Savunma Bakanı Dendias, Fransa’nın Atina Büyükelçisi Laurence Auer ile beraber ABFD-Fransa-Yunanistan tank atışı tatbikatına katıldı. Dendias, Kuzey Yunanistan’da büyük ve benzeri görülmemiş bir Fransız askeri varlığının kendi eseri olduğunu anlattı. İçinde Dendias olan bir cümlenin barış önermesiyle sona ermesi asla mümkün olmuyor maalesef. Bu Dendias, daha önce de Fransız askerlerini İzmir’in karşısındaki Tavşan Adası’na çıkarmıştı. Bunlar sorunun çözümüne katkı sağlayan kararlar olmadı asla.
– İlki İstanbul’da yapılan Türk ve Yunan medya kuruluşlarıyla akademisyenlerinden oluşan karma grubun ikinci toplantısı da 10-12 Aralık tarihlerinde Atina’da yapılacak. Toplantının katılımcılarından biri olarak, iki ülke arasında kaybetmekten korkacağımız bir ekonomik ya da kültürel değer yaratılmasını önermiş, depreme karşı ortak hazırlık yapılmasını, Türk-Yunan barışı için kalem oynatanları, araştırma yapanları cesaretlendirecek ortak ödüller verilmesini gündeme getirmiştim. İkinci toplantıda bu konularda aldığımız mesafeyi de sizinle paylaşacağım.
– Konular zor, Yunanistan ile anlaşamadığımız konu sayısında bile henüz tam olarak anlaşabilmiş değiliz. Sahip olduğumuz çok sayıda sorunu bugün Yunanistan topraklarını kirleten yabancı postalların sahipleri çözemez. Onlar Türk-Yunan sorunlarının çözülmesini değil, sorunların devam etmesi sayesinde gizli işgale devam etmeyi, silah satmayı ve siyasi imtiyazlar elde etmeyi daha çok arzu ederler. O yüzden aramızdaki ilişkiye düşen gölgeleri ortadan kaldırmamız gerekiyor.
– Yapmamız gereken bir diğer önemli iş de, terör gölgelerinden kurtulmak. FETÖ’den yurt dışına kaçmış bir sürü akademisyen uzun zamandır medya üzerinden Türkiye’nin Yunanistan topraklarını işgal etmeye hazırlandığını yazıp çiziyor. Türkiye’nin asla böyle bir niyeti yok. Bu durumun mutlaka Yunanistan kamuoyuna doğru aktarılması gerekiyor. Bunun yolu da mümkün olduğunca çok diyalogdan, siyasi ya da mesleki hırsları nedeniyle Türk-Yunan yakınlaşmasını baltayanlara dur demekten geçiyor…