FATMA GÜLÇİN KABASAKALLI- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27), ikinci haftasına girerken Dünya’nın ısınmasını 1.5 derecede sınırlama ümitleri çok yüksek değil. Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen COP27’de bir yandan ülkeler teknik müzakereleri sürdürürken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye’nin güncel ulusal katkı beyanını bugün uluslararası kamuoyuna açıklayacak. Türkiye’nin iklim eylem planını da paylaşacak olan Kurum, ülkenin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmasına dair yol haritasını da COP27 Bakanlar Zirvesi’nde anlatacak. Bununla birlikte, COP27’de Türkiye’nin emisyonları düşürmek amacıyla güncel ulusal katkı beyanını açıklamasının yanında emisyonların zirve yapacağı tarihin de açıklanacağı belirtiliyor. İklim krizini önleme amacıyla ülkelerin atmosfere saldıkları emisyon oranlarında tepe noktasını ilan etmesi önemli bir gelişme. İklim savunucuları, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefine ulaşması için emisyonları en hızlı şekilde azaltması gerektiğine özellikle dikkat çekiyor. Bunu yapabilmek için de Türkiye’nin belirlediği ulusal katkı beyanında emisyonların zirve yapacağı tarihi, olabildiğince erken bir yıl olarak belirlemesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Türkiye bugün iklim eylem taahhütlerini paylaşacak.
Gündem belirlediler
Afrika COP’u olarak da anılan bu yılki İklim Zirvesi’nin gündemini şu ana kadar Afrika ülkeleri belirledi. ABD, Çin gibi hem gezegeni daha fazla kirleten hem de gelişmiş lider ülkelerden beklenen iddialı açıklamalar henüz yapılmadı. Zirvenin en önemli gündem maddesi kayıp ve zarar mekanizmasının kurulması. Teknik müzakerelerin ardından, henüz büyük ekonomilerin az gelişmiş ülkeleri destekleyecek finansal katkı için bir mekanizma oluşturulması beklenmezken, iklim finansmanı konusunda Afrika ülkeleri gelişmiş ülkelere baskı yapmaya devam ediyor.
Baş başa mücadele
COP27’nin ilk gününden itibaren gelişmiş ülkelerin iklim felaketlerinden en çok zarar gören gelişmekte olan ülkelere geçen yıl söz verdikleri finansmanı sağlayamamış olmaları da Zirve’nin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Zirve’nin bakanlar düzeyindeki toplantılarında, gelişmiş Batı ülkeleriyle, daha yoksul ve gelişmekte olan ülkeler arasında önemli müzakereler ve tartışmalar bekleniyor. G77 + Çin, AOSIS (Küçük Ada Devletleri Birliği) ve en az gelişmiş ülkeler, çok taraflı bir finansman mekanizmasına ilişkin bir COP27 kararı isterken, gelişmiş ülkeler ise 2024 yılında nihai bir karara varılmasını istiyor.
Müzakereler tıkandı
COP27’de neler oldu, işte dikkat çekenler:
*BM İklim Şefi Simon Stiell Zirve’nin ilk haftası biterken, şu ana kadar yeterli ilerleme kaydedilmediğini söyledi. Bazı ülkelerin COP27’de işleri zora soktuğunu öne süren Stiell, “Çözüme kavuşturulmamış çok fazla sorun var” diyerek, Zirve’de 1.5 derece hedefine ulaşma kararlılığının gösterilemeyeceğini belirterek, müzakerelerde “tıkanıklık” olduğunu vurguladı.
*ABD “kayıp ve zarar” görüşmelerinde beklenen taahhüdü veremedi. Kayıp-zarar mekanizmasına destek olma konusunda, Biden’ın “gelişmiş ülkeler” yerine “bunu yapabilecek kapasiteye sahip taraflar” ifadesini kullanması Çin tarafından tepkiyle karşılandı.
*Zirvede bugüne kadar sunulan ulusal azaltım taahhütleri COP27’de oldukça zayıf kaldı.
*Afrika ülkeleri, yeşil dönüşüm için tıpkı gelişmiş ülkeler gibi doğalgaz yatırımları yapma isteklerini dile getirdi. İklim savunucuları fosil yakıtlardan olan doğalgaz kullanımına karşı çıkarken, Afrika ülkeleriyse ekonomik kalkınmaları için buna ihtiyaç duydukları konusunda bastırıyor.
*İklim aktivistlerinin Zirve’nin ilk haftasındaki protestoları ikinci hafta başlarken daha da azalmış görünüyor. Bakanlar Zirvesi’nin yapılacağı bugün ve yarın ise iklim protestolarının artması bekleniyor.
Dünyada çifte kriz
Dünyanın bir yandan iklim kriziyle mücadele ederken bir yandan da Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle meydana gelen enerji krizi arasına sıkışması COP27’nin en büyük zorluğu oldu. Avrupa Birliği (AB) Enerji Komiseri Kadri Simson, bir önceki İklim Zirvesi’nden bu yana son bir yılın çok zorlu geçtiğini, üzerine bir de Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını belirtti. Simson “Küresel bir enerji kriziyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullanırken, “dünün çözümleriyle bugünün sorunlarını çözemeyiz” diyerek, AB için önümüzdeki 2 kışın daha zor geçeceğini vurguladı.